Kızılay Web Banner 160X600
Site Sağ Cumhuriyet 100. Yıl
Serkan AĞA
Köşe Yazarı
Serkan AĞA
 

Gençlik hayatın baharı, Allah’ın emaneti ve büyük bir nimettir.

Gençlik hayatın baharı, Allah’ın emaneti ve büyük bir nimettir. Hz. Peygamber gençlere güvenmiş, onlara önemli görevler vererek kendilerini geliştirme ve topluma hizmet etme fırsatı vermiştir. Hz. Ali Yemen’e kadı olarak atandığında genç ve tecrübesiz olduğu için bundan çekinmiş, Hz. Peygamber onu cesaretlendirmiştir. Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i 21 yaşında iken Yemen’e kadı, Attâb b. Esîd’i 20’li yaşlarda Mekke’ye vali olarak atamıştır. Bunlar sadece örnektir ve bunlar gibi birçok genç sahabeye farklı görevler vermiştir. Hz. Peygamber kulluk bilinci ile yaşayıp gençliğin verdiği heyecana rağmen haramdan sakınan genç için şöyle buyurmuştur: “Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet günü arşın gölgesi altında gölgelenecek yedi sınıf insandan biridir.” Hz. İbrahim gencecik yaşta akıl ve mantığıyla Allah’ı aramış, put ustası olan babası ve puta tapan kavmiyle tek başına tevhid mücadelesi vermiş ve ateşe atıldığında “Allah bana yeter” diyerek davasına sadık kalarak, araştırma, aklını kullanma ve davasına sahip çıkma konusunda örnek olmuştur. Hz. İsmail genç yaşında canını tereddütsüz Allah yoluna kurban edecek kadar cesaret göstermiş, “Ba­bacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” diyerek Allah yolunda tereddüt edilmemesi, sabır ve cesaret gösterilmesi konusunda örnek olmuştur. Hz. Yusuf genç yaşında dürüstlük ve iffetiyle kendisine yaklaşan Züleyha karşısında “Ben Allah’a sığınırım” diyerek nefsine dur demiş, insanların iffetlerine sahip çıkmaları ve başkalarının iffetinden uzak durmaları gerektiğini göstermiş ve daha sonra bu dürüstlük ve iffetinin de mükâfatı olarak çok güzel nimetlere sahip olmuştur. Hz. Meryem genç yaşta kendisini ibadete vermiş, iffet, sabrı ve Allah’a teslimiyeti ile genç kızlara örnek olmuştur. Her biri güzel bir mevki ve makam sahibi olan Ashab-ı Kehf gençleri inandıkları gibi yaşayabilme uğruna mevki ve makamlarını kaybetme ve ölümü göze alıp hükümdarlarına karşı çıkmışlardır. Sonuç olarak gençlerimizin Allah’a iyi bir kul olmaları ve dünyada başarılı olabilmeleri için   akıl ve mantıklarını kullanmaları, cesaretli, sabırlı, iffet sahibi, nefsine dur diyebilmeleri ve davalarına sadık olmaları gerekir. Gençlerimizi dinleyelim. Kendisine güvenmesi ve bizlerle bağlarını koparmaması için bazen söyledikleri önemsiz görünse de sözlerini kesmeden dinleyelim. Nitekim Hz. Peygamber, zina etmek için kendisinden izin isteyen genci dinlemiş onu ikna ederek vazgeçirmiş ve ona “Allah’ım, bu gencin günahını bağışla, kalbini temizle, ırzını koru!” diye dua etmiştir. Gençlerimizin güvenlerini kırmayalım. Gençlerimizin kendilerine olan cesaretlerini ve güvenlerini kırmayalım.  Aliya İzzetbegoviç’e “Anne ve babalarla eğitimcilerimize neler tavsiye edersiniz?” diye sorulduğunda o, şöyle cevap vermiştir: “Her şeyden önce, gençlerde bulunan güçleri öldürmemelerini tavsiye edebiliriz. Onlara tevazudan çok şeref ve haysiyet, teslimiyetçilikten çok cesaret, merhametten çok adâlet hakkında konuşsunlar. Kendi yolundan gidecek ve bunun için kimseden izin istemeyecek şeref sahibi bir nesil yetiştirsinler.” Eleştirmeyin, takdir edin; kıyaslamayın, kabul edin. Her insan farklıdır. Bir elin beş parmağı aynı değildir. Falancanın oğlu, kızı şöyle başarılı oldu, şöyle yaptı diyerek onları başkalarıyla kıyaslamayalım. Gençlerimizin de farklı olduğunu bilerek kırıp dökerek, alay ederek, inciterek değil; yapıcı, sevgi ve saygılı bir üslupla onları önemseyelim. Hata değil, çare bulun. Hiç kimse günahsızlık ve hatasızlık sıfatına sahip değildir. Anne-babalar, büyükler ve gençlerin bu bilinçle hareket etmesi gerekir. Esas olan, hata veya yanlışı fark edip ondan dönebilmek, doğruya yönelebilmektir. Davranışlarınızla örnek olun. Önemli olan sözler değil, davranışlardır! İnsan, kendi yapmadığını bir başkasına emretmemesi konusunda Allah tarafından şöyle uyarılmıştır: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” Dolayısıyla öncelikle kendimiz Allah ve insanlara karşı yaptıklarımızla gençlerimize örnek olmalıyız.   Olumlu bir arkadaş çevresi oluşturması için yardım edin. Arkadaşlarını tanıyın. Anne baba “Oğlumun/kızımın arkadaşları kimler?” sorusuna cevap verebilmelidir.  Peygamber Efendimiz: “İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder, ya sen ondan misk satın alırsın ya da ondan güzel bir koku alırsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku alırsın!” buyurmuştur. Umutsuzluğa kapılmayın. Gençten vazgeçmeyin! Anne baba evladından asla vazgeçmemelidir. Gencin hayrı, mutluluğu için gayret göstermeli ve “Bundan adam olmaz” diyerek bir gençten ümit kesmemelidir. Nitekim Allah şöyle buyuruyor: “Bilin ki mallarınız ve evlâtlarınız birer imtihan vesilesidir. Katında büyük mükâfat olan ise ancak Allah’tır.” Gençlerimizden vazgeçtiğimiz anda imtihanı kaybederiz. Gençlerimiz geleceğimizdir. Geleceğimize örnekliğimizle sahip çıkalım.
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2023 - Salı
Serkan AĞA

Gençlik hayatın baharı, Allah’ın emaneti ve büyük bir nimettir.

Gençlik hayatın baharı, Allah’ın emaneti ve büyük bir nimettir.

Hz. Peygamber gençlere güvenmiş, onlara önemli görevler vererek kendilerini geliştirme ve topluma hizmet etme fırsatı vermiştir. Hz. Ali Yemen’e kadı olarak atandığında genç ve tecrübesiz olduğu için bundan çekinmiş, Hz. Peygamber onu cesaretlendirmiştir. Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i 21 yaşında iken Yemen’e kadı, Attâb b. Esîd’i 20’li yaşlarda Mekke’ye vali olarak atamıştır. Bunlar sadece örnektir ve bunlar gibi birçok genç sahabeye farklı görevler vermiştir.

Hz. Peygamber kulluk bilinci ile yaşayıp gençliğin verdiği heyecana rağmen haramdan sakınan genç için şöyle buyurmuştur: “Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet günü arşın gölgesi altında gölgelenecek yedi sınıf insandan biridir.”

Hz. İbrahim gencecik yaşta akıl ve mantığıyla Allah’ı aramış, put ustası olan babası ve puta tapan kavmiyle tek başına tevhid mücadelesi vermiş ve ateşe atıldığında “Allah bana yeter” diyerek davasına sadık kalarak, araştırma, aklını kullanma ve davasına sahip çıkma konusunda örnek olmuştur.

Hz. İsmail genç yaşında canını tereddütsüz Allah yoluna kurban edecek kadar cesaret göstermiş, “Ba­bacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” diyerek Allah yolunda tereddüt edilmemesi, sabır ve cesaret gösterilmesi konusunda örnek olmuştur.

Hz. Yusuf genç yaşında dürüstlük ve iffetiyle kendisine yaklaşan Züleyha karşısında “Ben Allah’a sığınırım” diyerek nefsine dur demiş, insanların iffetlerine sahip çıkmaları ve başkalarının iffetinden uzak durmaları gerektiğini göstermiş ve daha sonra bu dürüstlük ve iffetinin de mükâfatı olarak çok güzel nimetlere sahip olmuştur.

Hz. Meryem genç yaşta kendisini ibadete vermiş, iffet, sabrı ve Allah’a teslimiyeti ile genç kızlara örnek olmuştur.

Her biri güzel bir mevki ve makam sahibi olan Ashab-ı Kehf gençleri inandıkları gibi yaşayabilme uğruna mevki ve makamlarını kaybetme ve ölümü göze alıp hükümdarlarına karşı çıkmışlardır.

Sonuç olarak gençlerimizin Allah’a iyi bir kul olmaları ve dünyada başarılı olabilmeleri için   akıl ve mantıklarını kullanmaları, cesaretli, sabırlı, iffet sahibi, nefsine dur diyebilmeleri ve davalarına sadık olmaları gerekir.

Gençlerimizi dinleyelim.

Kendisine güvenmesi ve bizlerle bağlarını koparmaması için bazen söyledikleri önemsiz görünse de sözlerini kesmeden dinleyelim. Nitekim Hz. Peygamber, zina etmek için kendisinden izin isteyen genci dinlemiş onu ikna ederek vazgeçirmiş ve ona “Allah’ım, bu gencin günahını bağışla, kalbini temizle, ırzını koru!” diye dua etmiştir.

Gençlerimizin güvenlerini kırmayalım.

Gençlerimizin kendilerine olan cesaretlerini ve güvenlerini kırmayalım.  Aliya İzzetbegoviç’e “Anne ve babalarla eğitimcilerimize neler tavsiye edersiniz?” diye sorulduğunda o, şöyle cevap vermiştir:

“Her şeyden önce, gençlerde bulunan güçleri öldürmemelerini tavsiye edebiliriz. Onlara tevazudan çok şeref ve haysiyet, teslimiyetçilikten çok cesaret, merhametten çok adâlet hakkında konuşsunlar. Kendi yolundan gidecek ve bunun için kimseden izin istemeyecek şeref sahibi bir nesil yetiştirsinler.”

Eleştirmeyin, takdir edin; kıyaslamayın, kabul edin.

Her insan farklıdır. Bir elin beş parmağı aynı değildir. Falancanın oğlu, kızı şöyle başarılı oldu, şöyle yaptı diyerek onları başkalarıyla kıyaslamayalım. Gençlerimizin de farklı olduğunu bilerek kırıp dökerek, alay ederek, inciterek değil; yapıcı, sevgi ve saygılı bir üslupla onları önemseyelim.

Hata değil, çare bulun.

Hiç kimse günahsızlık ve hatasızlık sıfatına sahip değildir. Anne-babalar, büyükler ve gençlerin bu bilinçle hareket etmesi gerekir. Esas olan, hata veya yanlışı fark edip ondan dönebilmek, doğruya yönelebilmektir.

Davranışlarınızla örnek olun. Önemli olan sözler değil, davranışlardır!

İnsan, kendi yapmadığını bir başkasına emretmemesi konusunda Allah tarafından şöyle uyarılmıştır: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” Dolayısıyla öncelikle kendimiz Allah ve insanlara karşı yaptıklarımızla gençlerimize örnek olmalıyız.

 

Olumlu bir arkadaş çevresi oluşturması için yardım edin. Arkadaşlarını tanıyın.

Anne baba “Oğlumun/kızımın arkadaşları kimler?” sorusuna cevap verebilmelidir.  Peygamber Efendimiz: “İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder, ya sen ondan misk satın alırsın ya da ondan güzel bir koku alırsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku alırsın!” buyurmuştur.

Umutsuzluğa kapılmayın. Gençten vazgeçmeyin!

Anne baba evladından asla vazgeçmemelidir. Gencin hayrı, mutluluğu için gayret göstermeli ve “Bundan adam olmaz” diyerek bir gençten ümit kesmemelidir. Nitekim Allah şöyle buyuruyor: “Bilin ki mallarınız ve evlâtlarınız birer imtihan vesilesidir. Katında büyük mükâfat olan ise ancak Allah’tır.” Gençlerimizden vazgeçtiğimiz anda imtihanı kaybederiz.

Gençlerimiz geleceğimizdir. Geleceğimize örnekliğimizle sahip çıkalım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyurthaber.net.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa Sandıklı
(19.09.2023 12:45 - #182)
Yine güzel bir yazı, istifade edenlerden olmak ümidiyle... Selam ve dua ile...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyurthaber.net.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ömer Vural,dayın
(19.09.2023 14:05 - #183)
Allah razı olsun hocam, çok güzel bir yazı selam ve dua ile..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyurthaber.net.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.